27.04.2010

Neler Oldu Görüşmeyeli

Çok uzun süredir yazacak hevesi,vakti,heyecanı,konuyu,ortamı ve ilhamı bulamıyordum.Ama bugün o gün diyebilirim.

Efendim öncelikle bloğa yazı yazamadığım gibi hiç birinizi de okuma fırsatı bulamadım,bu itirafı yaparken affınıza sığınıyorum...Malum çalışma saatlerim çokluğundan (çokluğundan kelimesindeki Ç harfinin yerine başka bi harf de koyabiliriz ama neyse) evdekileri bile 2 saat gördüğümü ortaya koyarsak varın siz düşünün benim kendime ne kadarcık vakit ayırabildiğimi...Eee hal böyle olunca da bloğa yazacak konu yine iş yerinden çıkıyo maalesef  :)

Hangisinden başlasam acaba kronolojik sıraya mı dizsem bilemiyorum :))


Öncelikle şunu söylemeliyim ki Kibariyeyle kanka olduk.Evet olduk!!
Düşünün ki artık Kibariyeyi yolda görsem bana "Nassın ablam!!!" diye haykırıcak o derece yani...Hemen hemen her gün hatta bazı günler bi sabah bi akşam uğradığından mütevellit gerek diş ağrısı gerek çalışma hayatı,nerden geldiği nereye gittiği artık herşeyini ezbere biliyoruz.İyi kadın hoş kadın ama öyleçok halkın içi dışı değil yani o da ayrı bi mesele.Neyse çok detaya girmiim arkadaş sayılırız çünkü :))

İkincisi insanlarımız hakikaten çok tuhaf.Gün geçmiyor ki ilginç bir olay vuku bulmasın,başımıza bi trajikomiklik gelmesin yani...2 gün önce bir müşterim beni Güzin Abla hatta ve hatta Selin Karacehennem yerine koyup bana derdini açtı.Dudağı kızarmış şişmiş,bana sordu belli oluyo mu diye.Bende evet oluyo , hayırdır geçmiş olsun dedim.Başladı anlatmaya.
-Aaah aahh ne olsun işte bu yaştan sonra koca dayağı yedim.Aldatıyo beni,ben de evden kovdum defol git dedim,beni oğlumun yanında dövdü bla bla bla ...
Ne denir ki?Öyle kaldım.Geçmiş olsun,dikkat edin kendinize filan,bişeyler geveledim durdum.Üzüldüm sonra da,kadın işte...Bi şekilde o olayı üstünden atması lazım...

Gelelim üçünü olayımıza ki beni hala yaşadığım o gün gibi sinir ediyo şuan size yazarken bile...
Epey oluyo bir gün mağazanın merdivenlerinden aşağı iniyorum,bir liseli esmer kız ince ürkek duygulu da merdivenlerden yukarı çıkıyor.Kendisi maşallah etine dolgun iri yarı,eteği de sağ olsun bluzdan biraz hallice poposunu kıl payı örtecek şekilde...Altında da beyaz ince çorap...Ben merdivenden iniyorum,kız merdivenden çıkıyo.Bizim merdiven de acayip dik bi merdiven.Adamın biri de elince cep telefonu konuşarak merdivene doğru geliyo.Acelesi var belli ilk adımını hafif sekerek atıyor merdivene çıkmak için...

Derken TA TA TA TAAAAAA!!!Bizim liseli vardı yaa ah o liseliii,kısacık eteği dar elbisesiii,işte onu görüyo ve duraklıyo.O acelesi olan adam sanki birden tüm işini unutup merdiven çıkma eylemini olabildiğince ağırdan almaya başlıyo.Zira bizim liseli dik merdivenleri tırmandıkça manzara süpersonik bişey oluyo...
Derken bizim liseli merdivenin son basamağına bastığında peşinden ağır aheste çıkan adam biraz da eğilme hareketiyle liselinin tüm mal varlığını görmüş oluyo.Bu arada ben mi ne yapıyorum.Ben merdivenin ortasında durmuş adama bakıyorum.Amma ve lakin adamın gözü değil beni, hiç birşeyi görmüyor o anda.Ne için??Sırf liseli bir genç kızın iç çamaşırını görmek için!!!Hayır yani bu nasıl bir acizliktir.Sen o kızın çamaşırını görünce ne oluyo?Bak yine o günkü gibi sinirlendim şimdi yaa.Bu erkekleri anlamıyorum,anlayamayacağım da arkadaş...

Aslında geçen gün kadının birinin kasanın yan tarafında 2 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim oğlunu pet şişeye işettiğini yazmadım daha :)
Geçen hafta iki kasa birden kapatmak zorundayken ve elimdeki bir tomar parayı sayıyoken iki kadının bana ordan "Yoyoların hepsi burda olanlar mıı?" diye sorduğunu, benimde "Evett" dediğimi ve kafam karışıp baştan saymaya başladığımda, Allahın cezası kadınların yine "Başka çeşit yok mu?" dediğini ve benim de "Yoooğğkkkk!!!" diye bağırdığımı,kadınlardan birinin yanındakine "A-aaa şuna bak,ne biçim "yok" diyo,utanmasa dövücek terbiyesiz şey" dediğini ve beni üst kattaki kasiyer arkadaşıma "Aşağıda bi arkadaşınız var kendisi biraz asaabii" şeklinde şikayet ettiğini de anlatmadım henüz :)

Yaşlı bir amcanın "3 senede 5 ameliyat oldum,çocuklar zorla yaşatmaya çalışıyolar halbuki vasiyetimi de yazdım onlara" dediğini de söylemedim di mi? :)

Bu arada en son Ocağın maaşını (ki onu da Şubatta) aldığımı da demedim size...Karın tokluğuna çalışıyo gibi hissediyorum kendimi ama hadi hayırlısı bakalım.Ay sonunda herşey düzene giricek inşallah...
Daha bir sürü şey var ama yazacak halim yok inanın.

Hee bi de çok uzun bir aradan sonra nihayet 48 kilo oldum :) Demekki insanın Beyaz Atlı Prensi olması gerekiyomuş hayatında :) Ayça Ablam'ın yolladığı kurbağa prens işe yaradı cağnım :))

Huzurlarınızdan ayrılırken,sevgilerimi sunar hürmetler ederim.
Aklıma gelmişken cümleyle yola çıkıp, şiire geçerim.
Bir daha ne zaman yazarım bilinmez Hoşçakalın :)
Büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öperim

25.03.2010

Dokusunda Para Var!

İstiyorum.
Evet istiyorum.
Ben de reklamlarda oynamak istiyorum.
Düşündüm taşındım,taşındım düşündüm...
Gittim bir de aynaya baktım.
Yoooo değil.
Benim ondan hiç birşeyim eksik değil...
Lens takarım,röfle de yaptırabilirim...
Kilom tutmaz sadece,evet 5 senedir 1 kilo dahi alamadım ama onu reklamcılar hallederler yaa,orama burama bişeyler tıkıştırırız şişman görünürüm.
Ayrıca ben ondan daha malak bi şekilde bir yandan elbisemi tutup dönerken bir yandan da sırıtabilirim.
Evet evet ben bunu yapabilirim...
Bana da Sibel Can'a verilen para verilsin ben de halıyla hiç bir ilgisi olmayan bir takım hareketler yapmak suretiyle Kaşmir Halı reklamlarında oynayabilirim.
Eeee ne de olsa Dokusunda Para Var...

20.03.2010

Öyle İşte...

Blog seni 3dür açıyorum,Yeni Kayıt'a basıyorum ama yazacak bişey bulamıyorum...Eeee napalım ilham geldiğinde görüşürüz artık,zorla güzellik olmaz.

Not:Ben iyiyim,herşey yolunda :P

3.03.2010

Ben Geldim Stop

Nehir kenarında bi yolda yürüyodum.
Sonra ne oldu bilmiyorum.
Atladım nehire,bıraktım kendimi derine...
Akıntıya kapıldım gidiyorum...
Sonu neresi,beni nereye götürücek bilmiyorum.
Uzun bi nehir mi?
Nihayeti, sakin bir deniz mi?
Yoksa uçurumlu bir şelale mi düşünmüyorum.
Sadece bıraktım kendimi suya,gidiyorum...
Bahar dalarının sardığı köprüler var üzerinde,görüyorum.
Yorulduğum yerde tutunup çıkarım,buna güveniyorum...
Sakinim,dinginim,huzurluyum.
Daha yavaş aksın bu nehir acelem yok bekliyorum.
Dedim ya bıraktım kendimi suya,gidiyorum...


Şu hayatta süpriz hediye almak kadar güzel bişey yoktur heralde :)
Bana hediye yollayan, aynı benim gibi komedi arkadaşım ASYASELDA'ya teşekkürlerimi sunuyorummmm :)) Canım benim çok zarifsin,çok düşüncelisin :)

19.02.2010

Vay Anasını

8 gündür yeni kayıt girmemişim Allah cezamı verecek :)
Sen de çok merak etmişsin beni blog Allah razı olsun.Nerede bu kız diyip durmuşsun.Sanki telefonum yok sende.Madem o kadar merak ettin, birrrr ara birrrr sor Allah aşkınağaaağaaağaaağaa.Seni versinler ellereee öhhöö ıhhıhhhmmm pardon ya dalmışım :)

İş yerinde çok entrikalı olaylar oluyo blog.Artık takibini yapamıyorum ve korkmaya başladım.Ama diğer yandan da 3 ay bitti bu işe gireli ve çok seviyorum orda olmayı :))

Özellikle sabah pastanede yapılan kahvaltılar,mağazadaki öğle yemeği,5 çayı ve servis muhabbetlerini.
Tamam geçen gün çorbadan böcek çıkmış olabilir ama işte bu bile mağazada kimin sevilip kimin sevilmediğini ortaya çıkarmaya bi bahane :) Bu vesileyle sizin nezdinizde bana çorbadan sakın içme diyen arkadaşlara teşekkürü bir borç bilirim...

Bu arada uzun zamandır notebook mu netbook mu alsam kararsızlığı yaşamaktaydım.Sonunda netbook almaya karar vermiş ve piyasa araştırmaları yapıyordum kiiiii,bir arkadaşın arkadaşının 1 ay önce aldığı ve sadece 3 kere açıp kapattığı netbookunu satmaya çalıştığı haberini aldım.575 TL.ye anlaştık gitti.
En geç 1,5 hafta sonra bloğuma küçücük bembeyaz samsung netbookumdan yazıyor olacağım :P

Bir de son 1 haftadır nerden geldiğini bilemediğim bi diş ağrısı yapıştı yakama.İnsan hangi dişinin ağrıdığını kestiremez mi ya?Ben kestiremiyorum,sol yanım komple ağrıyo sanki.Özellikle de uykumda...

Uzun süre yazmayınca neyi nasıl yazacağını şaşırıyo insan.En iyisi bir de şiir yazıp öyle gideyim :D

Kimseyi kimseyle mukayese etmez er kişi,
Bilir ki bir değildir beş parmağın da beşi.
Hangisi ağrıyor ahh,bulabilirsem şayet
Tereddütsüz penseyle sökücem ben o dişi








11.02.2010

Ali İle Ramazan


Kasada kitap okumak yasak.
Evet biliyorum ama Perihan Mağden al kasada oku diye incecik ve ilginç bi kitap yapmış işte ben napim?Çaktırmadan çaktırmadan,kameraların görüş açısını kapayaraktan yarısına geldim.
Kitap kasasında bulunduğum diğer bir gün da bitiririm heralde...
Evet yasak biliyorum.
Ama hem çok sıkılıyorum hem de elimin altında kitap varken okumadan duramıyorum :)
Bi gün fena yakalanıcam ama bakalım ne zaman?

3.02.2010

...

Seni severdim
Hüznün koynunda
Seni severdim
Hem uyanık, hem uykumda
Seni severdim
Ve sana rağmen
Yine severdim
Dar ağacı ip boynumda

26.01.2010

Yok Büle Bi Boyoooğğz

Ben geçenlerde yine bi ödül almıştım.Gereğini yerine getireyim çok geç olmadan. (gerçi çok geç oldu bile ama maalesef hiç vaktim yok)

Kısaca F.D  bloğunda bana Yaratıcı Blog Ödülü vermiş sağ olsun.Valla o ara işsizdik oturduk bi blog yarattık, şimdi çalışıyoruz yaratıcı yazılar yazmaya zaman bulamıyoruz :))
Yapılması gereken 7 şey neydi unuttum :P Beni ödüllendiren Nays T!ng bloğuna teşekkürlerimi iletiyorum.Teşkür,mersi,şükrağğn şükrağğn :D

Gelelim asıl meseleye!
Biliyosunuz ki okullar tatil oldu,çucuhlar (Burayı Yılmaz Erdoğan gibi söylüyorum) karnelerini aldılar.Çocuklara hediye almak lazım tabi!
Kar yağmış,don olmuş,yerler buz tutmuş kimin umurunda?
Kimin umurunda olduğu konusunda bişey diyemeyeceğim ama kimin umurunda değil onları yazabilirim.
1-)Yaşlılar (!) Belki de bu maddeye kemiklerinin kırılmak için kendini son derece hazır hissetmesine aldırmayan (aranan...) yaşlılar demeliydim bilemiyorum...
2-)Hamileler (.?.) Belki de bu maddeye Akıl sağlığı yerinde olmayan hamileler demeliydim bilemiyorum...
3-)Bilimum ünlüler
4-)Hafta içi ve günün her saati mağazaya gelebildiğine göre ilk ihtimal işsiz olduğunu düşündüğüm ikinci ihtimal kendi işinin patronu olduğunu düşündüğüm üçüncü ihtimal ise baba parası yediğini düşündüğüm erkekler...
5-)Topuklu çizmelerini çekip kendini caddeye atmış kadınlar (!) Belki de bu maddeye gerizekalı kadınlar demeliydim bilemiyorum...
6-)Bebekli ve çocuklu aileler (!) Belki de buraya kendi egoları uğruna küçücük çocukları bu kar fırtınada zatürre olma pahasına yollara düşüren psikopat ebeveynler demeliydim bilemiyorum..
7-)Bakugancılar!!!



Efendim son dönem erkek çocuklarının deli gibi sevdiği 3 kahraman oyuncağı var artık.
1)Bakugan
2)Gormiti
3)Ben 10 (Ben Ten diye okunuyo aslında ama ısrarla ben on diyenler var orası ayyrı)

Çok akıllı(!) anne babalarımız çocuklarına bayram-yıl başı-karne hediyesi alma konusunda gerçekten çok bilinçliler.Kendileriyle gurur duyuyorum...

Bu ara yok satan Bakugan oyuncağı ile ilgili anne babalarla aramızda geçen diyaloglar genelde şöyle :

Veli: Sizde bakunga var mı?
Ben: Bakugan şu an yok Şubat ayında gelicek.Firmanın elinde de yok çünkü.

Veli: Ya bakungan diye bi oyuncak varmış,var mı sizde?
Ben: (Aynı cevap)

Veli: Bankuga kalmadı mıı?
Ben: (İçimden) Bankuga zaten hiç gelmemişti ki... (Dışımdan) Aynı cevap.

Veli: Şey bakar mısınız? Bakungolar ne tarafta?
Ben: (içimden) Bakungo ne tarafta bilmiyorum ama Bangladeş Güney Asya'da. (Dışımdan) Aynıııııı...

İşte bizim velilerimiz bu kadar bilinçli yaaaa.Sırf çocukları istiyo diye bir şeylere parayı sıvıyolar ama neye sıvıyolar kendileride bilmiyolar.Ama sorsanız dünyanın en ilgili anne babalarıdır onlar.Yarın öbür gün çocukları kötü alışkanlıklara yöneldiğinde ise "Ayy nası olur.Bi çocuğumuzla hep ilgilendik.Bütün isteklerini yaptık.Yediği önünde yemediği arkasındaydı gayet de mutluydu hiç bi sorunu problemi yoktu" derler.


Yine listede adı geçen Gormiti ise Toprak Lordu,Deniz Lordu,Orman Lordu,Gökyüzü Lordu ve Yanardağ Lordu şeklinde bir kaç karakterden oluşan ve tipleri,bir oyuncak yaratıcısının yaratabileceği en çirkin çizgilere sahip olan oyuncak serisidir.

Allah aşkına resimlere dikkatli bakın böyle çirkin oyuncaklar olabilir mi yaa?Bi çocuk böylesine korkunç tipli karakterlerle ne gibi bi oyun oynayabilir ki?Böyle Lord olmaz olsun arkadaşım.Şahsen ben böyle bi lordu rüyamda görsem altıma .... :))


Lafın kısası;

Yıl başı,bayram,karne
Hepsi birer bahane
Ota b*ka almayın
Çocuklara hediye

Bakunga yok kalmadı
Zaten hiç de olmadı
Şubata gelir dedik
Çocuk tatmin olmadı

Gormitiler 5 kişi
4'ü man biri dişi
Gece rüyama girdi
Koyverdim gitti çişi

Velileredir lafım
Olsa da size gafım
Çok ilgisiz,boşsunuz
Kusuruma bakmayın

Güdük aleme bakar
Anlam veremez şaşar
Bardağı dolar dolar
Sonra bir anda taşar

Başınızı ağrıttım
Konuyu çok dağıttım
Şiir uzar giderdi
Toparladım kısalttım

Veli duymaz bizleri
Sonra döver dizleri
Bakungan ve Gormiti
Öpüversiz sizleriiii    :) :) :)


Not:Yorumlardan sonra aklıma geldi ve bunu yazmak istedim.Geçen gün yaşlı bi teyze geldi bize ve erkek çocuk için kostüm sordu.Bizde de sadece spaydır men kostümü var.Teyzeye dedim işte spaydır men var diye.Teyze soğuk havanın ve hiç bi yerde bulamamanın etkisiyle spaydiyi almaya razıydı belli, fakat meyerse teyzenin torun pek bi akıllıymış.Geçen gün de gelip bakmışlar.
Ufaklık "Babane spaydır men çizgi film kahramanı oysaki ben masal kahramanı olucam" demiş.Kadın bana soruyo masal kahramanı için ne almamız lazım.
Ben de dedim "prens olabilir, çizmeli kedi olabilir ama nerde bulursunuz bilemem" :D

23.01.2010

Fırtına!



Bu nasıl bir yağmur,bu nasıl bir fırtınadır Allah'ım?
Sıcacık evin içinde camdan dışarıya baktığımda ağaçların yerlerinden sökülmek üzere olduklarını gördükçe,çıkıp işe gidesim gelmiyo.
Öte yandan ablamlar İzmir'e uçuyorlar aklım onlarda.Bu havada Allah yardımcıları olsun...
Benim ise şemsiyem daha dünden kırılmıştı.Hoş bu havada şemsiye açılmaz tabi.Ben işe nası gidicem yaaa?Arabaların su birikintilerinden son sürat geçmelerinden de nefret ediyorum zaten.Adi pislikler!!!
Üfff gerçi okuyan da 1.5 saatlik yol gidiyorum sanıcak alt tarafı 15 dakikalık yol.
Ama olsun :( rüzgar alıp uçurmazsa beni iyidir!
Ben gidip bi kaç kat daha giyineyim bari...

16.01.2010

Kliman'ı Gördüm :)


Bugün Ali Kırca geldi kasama.Saçları Ayşe Teyze'nin Ace beyazı gözleri deniz mavisi.Her ne kadar onu görünce aklıma skandal davası gelse de bi konuştu,sesi inanılmaz güzeldi.Gerçekten bire bir duyunca çok farklı oluyomuş.

Bi de dün başıma gelen bi olayı yazıcam.Mağazada kasada duruyorum.
Bişey oldu 2 adım sağa kaydım ve daha 2. adımı attığımda yukarıdan az önce duruduğum yere yani tam kasamın önüne vergi levhası düştü.Çerçevenin camı kırıldı.Ben şok oldum.Öylece kalakaldım.Çünkü 2 adım sağa kaymasam çerçeve tam kafamın ortasına inicekmiş.Yanımdaki arkadaş "Ceyda Allah'ın sevgili kuluymuşsun" diyip durdu :) Gerçekten de Allah'ın sevgili kuluymuşum ne diyeyim ki :))

Başlık Ayşegül'e ithafen yazılmıştır :))

10.01.2010

Yüzen Telefon ve Eti Pasti


Bu gün telefonum gömleğimin cebinden su dolu bi kovanın içine düştü.Önce şok oldum ama hemen elimi kovanın içine daldırdım.Telefonum o sırada yüzüyordu ve ben elimle suyun içinde yüzen telefonu yakalamaya çalıştıkça telefon elimden daha da kaçıyodu sanki.Neyse alıp çıkardım.Hemen üstüme başıma sürüp kuruladım.Bi yandan da gitti telefon off kesin gitti telefon diyip duruyorum.Neyse iyice kurulayıp arkadaşı aradım baktık telefonu çalıyo.Bu arada ekranda da sorun yok.İşte aradık çaldı.Sonra aklımıza geldi bi daha aradık bu sefer de hoparlörü açtık baktık o şekilde de çalışıyo içim rahatladı biraz da kaloriferin üstüne koydum.Sonra saat 5 gibi başka bi arkadaş telefonunu kapat bataryasını çıkart bi de öyle bak içi hala ıslak olabilir dedi (ki çok da doğru söyledi :)    Açtım baktım bataryanın altında bi damla su vardı.Neyse işte içini de iyice kuruladım bu olayı da böylece atlatmış oldum :)

Akşam da işten 1,5 saat erken çıktım.İzin verdiler sağ olsunlar :) Eve geldim yemeğimi yedikten sonra canım tatlı bişeyler istedi.Mutfaktaki SEPETe koştum hemen baktım tatlı ne var ne yok.Daha çok cips ve peçeteler vardı.Zar zor bi eti puf pasti buldum ve oturdum yedim.Hay yemez olaydım :) 2 dakka sonra Rima geldi yanıma bi baktı koltukta boş eti puf pasti paketi.Başladı ağlamaya."Aaaaouuuğğğ eti pufummmmm.Kim yedii eti pufumuuuuuuuuğğğğ.O benim eti pufumduuuooouuğğğğ" :))
Baktım durum kötü ben de ben yemedim baban yedi onu dedim hahah :))
Başladı babasına saldırmaya.Niyeeğ yediğğğnn eti pufumuuuu,bi tanecik almıştııık.Bana almıştık onuuuğğ.O benim eti pufumduuğğ.Boş paketi de kafasına fırlattı :)) Baktım olacak gibi değil o yemedi o yemedi ben yedim dedim :) Bu sefer de paketi alıp benim kafama fırlattı.
Ama çok üzüldüm yaaa kuzuma.Bi tanecik almışlar sadece ona almışlar.
Bide "Tam da mufstağa gidiyodum sepetten pufumu almayaa :( yemiş işte yemiş.Yutmuş çoktan yutmuşşş :( " diye ağlıyoo...
Dedim "özür dilerim yaa bilmiyodum senin pufun olduğunu nerden bilebilirim ki?"
Ablamlar da arada gaz veriyolar "Ahh Ceyda ahhh sen nası yedin çocuğun pufunu.Biz onu ona almıştık" diye.
Tabi bu başlıyo "Aağğğğğgg!!!" diye tekrar ağlamaya.Yarın ben sana alıcam söz diyorum şimdi istiyorum diyoo...Gece gece (saat on bir buçuk) eniştem giyindi aldı Rimayı da eti puf almaya çıktılar :))
Bulamamışlar 2 tane bonibon bi de jelibon alıp gelmişler :)
Bonibonların birini de bana almış kuzumm :)) Şimdi birlikte oturduk yiğyoruz.. :))

Müşteri Klasikleri

Açıklama :  
M (Müşteri)  
C (Ben)
Müşteri kasaya gelmiştir,ürünleri okutulur.Toplam tutar söylenir...
M: Bi de benim D&R kartım var!
C: İyiii,ne güzell.Onu artık D&R'da kullanırsınız...
M: Aaaaa burasııı...Ayy çok pardon yaaa.Ayyy (utanık bir gülümseme) ben burayı D&R sandım bi an yaa...
C: Hımmmm ama işte burası N.Kitabevi...

*
Oyuncak bölümüdür.Müşteri kasaya gelir.Kasada adım atmaya bile yer yoktur.Ürünlerin poşetlemesi dahi zor yapılır...Kasanın tam karşısında Hediye Paketleme bölümü vardır.Kasanın karşısı olduğuna göre ve müşterinin yüzü bize dönük olduğuna göre Hediye Paketleme bölümü müşterinin arka tarafında kalmaktadır...
M: Bu hediye olucak fiyatını söküp hediye paketi yapıcaksınız!
C: Hediye paketini fişinizle birlikte arka tarafta (parmakla ilerisi gösterilerek) Hediye Paketleme bölümünde yaptırıyosunuz efendim.
M: (Meymenetsiz ve anlamamış bi suratla) Arka tarafff??? Orası neresi oluyo?

(Ebenin nikahı oluyo.Benim yeğenim biliyo önünü arkasını sen hala öğrenemedin mi dangalak diyesi gelse de insanın...)


C: Koridorun sonu efendim.Tam arkanız yani.ZATEN YAZIYO HEDİYE PAKETLEME DİYE... (oradaki kinayeyi alıyolardır diye umuyorum her zaman)

 *



Yine oyuncak bölümüdür.Yıl başı haftasıdır ve kasadaki kuyruk almış başını gitmiş olup zaten hiç bitmemektedir...Dediğim gibi 5 adımlık kasada 3 kişi olduğumuzdan adım atmaya yer olmadığı gibi biri kafasını kaşımaya kalksa dirseği diğerinin gözüne filan girmektedir.Gülmeyin gülerseniz gebertirim...

M: Bu hediye paketi olucak fiyatını da alırsanız...
C: Hediye paketini fişinizle birlikte arka tarafta (parmakla ilerisi gösterilerek) Hediye Paketleme bölümünde yaptırıyosunuz efendim...
M: AAAAAAA!!! UFFFFFF!!! Siz burda yapmıyo musunuz???
C: Hayır kasalarda paketleme olmuyo!
M: UFFFF!!!O zaman siz paketi verin ben evde kendim yaparım...
C: Hediye paketini de oradan alıyosunuz efendim.Bizde bulunmuyo...
M: Nası yani??Ay ne saçma iş yaa???Niye burda yapmıyosunuz?
C: Zaten biz burda bi de paket yaparsak bu kuyruk bitmez bu mağazadan kimse çıkamaz...
M: (Söylediği şeyin mantıksızlığının kendi de farkına varmış bi ses tonuyla) Hımm doğru siz de haklısınız.Nerde bu dediğiniz yer çok uzakta mı?

(Hıı hıı uzakta! Ebenin nikahında! diyesi gelse de insanın...)

C: Hayır arkanızda koridorun sonunda...Sıradan yardımcı oliiimm!!!! (Buradaki sıradan yardımcı oliim,çok uzattın teyze çek git de sıradaki gelsin şu kuyruğu eritmeye çalışalım demek oluyo...)

*
Yer fark etmez.Kasada kuyruk vardır.Yan kasadaki arkadaş (su içmeye,lavaboya,yemeğe vs.) bi yere kadar gitmiştir yani kısacası yoktur,insanlar beklemenin verdiği negatif etkiyle birlikte bıdı bıdı yapmaya başlar ve bekleyeneler arasında huzursuz bir dalga yaymaktadır...

Çıkıntının teki M: Şu kasadan işlem almıyo musunuz?

(He hee alıyorum.Ahtapotum ya ben 8 tane kolum var aynı anda 4 kasadan da işlem alabiliyorum.Hangi mağazada gördün sen bu güne kadar aynı anda iki kasadan işlem alan bi kasiyer? diyesi gelse de insanın...)

C: ....(Şu dediğine sen inanabiliyo musun? bakşı) O kasa kapalı!!!
Çıkıntının teki M: (Kuvvetli başlayıp git gide pısan bi ses tonuyla) Hüffff.....


3 katlı olan mağazanın giriş katı kitap ve kırtasiye bölümlerinden oluşmaktadır.Oyuncak bölümü ise alt kattadır...Yer kitap bölümüdür.

M: O kitap hediye paketi olucak bla bla bla bla...
C: Hediye paketini ödemeden sonra fişinizle birlikte sol tarafta kırtasiye bölümünde yaptırıyosunuz efendim...
M: Aşağı mı inicem!?! 

(Hee aşağı inicen, zaten insanın sol tarafı aşağısı oluyo genelde haklısın! diyesi gelse de insanın...)

C: Hayır kırtasiye bölümünde yaptırıyosunuz SOL TARAF

*


 Saat 10 olmuştur mağazanın ışıkları kısmen sönmüş içerideki son müşteriler kasaya yönlendirilmektedir.Yeni gelenlere ise mağazanın kapandığı söylenir...


C: Mağazamız kapandı yalnız!
M: Aaaaa hadi yaa.Bi çöp kovası alıcaktım :(

(Allahın saatleri çuvala girdi sen de bütün gün bi tarafını gezdirdin gecenin 10unda çöp kovası kıstı di mi? Aman ne elzem bi ihtiyaçççç!!! diyesi gelse de insanın...)


C:Maalesef yalnız...Yarın alırsınız artıkk...



Daha çoooookk müşteri klasiği var ama yazdıkça içim tükeniyo.
İnanırmısınız geçenlerde yaşlı bi kadın 1988'den kalma N.Kitabevi fişi getirmiş.
O yıl bu yıldır saklıyomuş.Eee be kadın insan bi fişi 20 sene niye saklar ki?
 Ya aklından zoru vardır ya da aklndan zoru vardır?
Sizin aklınıza başka bi seçenek geliyo mu ki?
Allah bilir olur da bir gün değiştirmem gerekirse diye saklamıştır o fişi senelerce :) 

İşte böyle yaaa.Nihan kuşum istemiş ilginç olayları ben de yazayım dedim

8.01.2010

Dünden Sonra Yarından Önce

Dünden sonra yarından önce yine bir ödül aldım.



Ödülü bana veren Peri'nin Marifetleri'ne teşekkür ederim.

Ben ödül hak edecek bişey yapmıyorum ama Peri'nin yaptığı yemekler her türlü ödülü hak ediyo valla :)








Sevgilerr
Saygılarr

4.01.2010

Nerde Bi Yaşlı Görsen Karşıdan Karşıya Geçir :)

Sevgili izleyicim olup okumayanlarım,
Sevgili izleyicim olup okuyanlarım,
Sevgili izleyicim olmayıp da okuyanlarım
Kısacası Gidi Kuzgun Güdük Fare diye bir blogger olduğunu bilen her vatandaş her insan;

Yaratıcı Blogger Ödülü almışım bilgilerinize sunulur.

"Bize ne" mi?
He öyle miiiiii??!!
İyi peki!
Zaten ben de size yazmamıştım.



İşin prosedüründe; "Ödül Vermek İçin" yapılması gereken 7 madde var ki uzun uzun yazamayacağım.
Sadece beni bu ödüle layık gören Antika İnsan Ve Maceraları (Cemo'ya) teşekkürlerimi sunarım :)

Bu arada hepinizin merakla beklediği (yoo yok öyle bişey dediğinizi duyabiliyorum,ayıp ayıp çok ayıp) Kurbağa Prensim büyüdüü!!!
Tamam hala duygusal bi ilişki içine girebilmiş değiliz ama kendisi kapı girişindeki aynanın önünde durduğu için her sabah makyaj yaparken beni seyrediyor fark edebiliyorum :P



 Son olarak yeni yılımı kutlayan herkese teşekkür ederim :)