30.09.2009

Ben Etmedim.Sen De ETME...



Canımı sıkıyolar yaaaa
İnsanlaaaaarrrr

29.09.2009

Kelek Bebek Elif



En son sefer ne zaman ııı ne kadar ııı saat kaçtaa ???

:))






Bugün 11:00 vapuruyla Eminönü'ne gidip 4 çeyrek vapuruyla geri dönmüş bulunuyoruz.Yorgun,uykusuz ve alınanlarla mutlu :)

 

Rimoşa bebek aldık.Eve gelince eski bebeği kelek Elif'i atması şartıyla yeni bebeğini kendisine verdik.
Ama o sol ayağı içeri göçmüş olan, kıymetlisi kelek Elif'i atmaya kıyamıyo :)
Hatta mc donalds bebeğinin hamburgerini Elif'e yadirip ayranını (kendisi kola içmediği için,içeceği ayranmış...) da Elif'e içiriyo.
Annesi için sinir bozucu bi durum tabi :))



28.09.2009

Sene 2002-Kırmızı Mercimek

Hiç unutmam sene 2002 rahmetli babamla işe gidip geliyorum.Bizimle çalışan biri vardı,yeğeni vardı bu birinin.Yeğeni Rima kadar filandı yada daha küçüktü.
Çok sevip her dediğini yapıyolardı.Bi gün bişey anlatmıştı bana, aklıma geldi yazmadan edemeyeceğim.

Bir gün yeğeni bunlardaymış,mutfağın tezgahına oturtmuş ufaklığı.Küçün kız kırmızı mercimek kavanozunu istemiş.
Buda vermiş.Kız aç aç demiş buda açmış.
Kız biraz ağzına atmış, bu bişi yapmamış.
Kız biraz daha atmış ağzına.Bu almış kavanozu elinden.
Kız ağlamaya başlamış.Bu da geri vermiş kavanozu.
Kız bi dolu kırmızı mercimek yemiş çiğ çiğ.
Gelmiş bana anlatıyo.
Ben yay burcuyum kalbimdeki dilimde.Nası çıldırmıştım hala dün gibi aklımda.

"Niye verdin çocuğa kırmızı mercimeği" diyorum
"Eee ağlasın mı yani?" diyo.
"Ağlasın ne olucak,iyilik mi sanki senin yaptığın" diyorum
"Ay napimm çok ağlıyo çığlık atıyo zaten kıyamıyorum ağlamasına" diyo.

İşte bu durumda aileler bana göre ikiye ayrılıyo.
1-)Çocuk büyütenler.
2-)Çocuk eğitenler (yetiştirenler)

Nolur çocuk yapıp büyütmeyin anneler,çocuk eğitin çocuk yetiştirin.Yapılmayacak şeyleri yaptırmayın,bırakın ağlasın.
Kaç saat ağlayabilir ki?Çok çok da yarım saat 1 saat ağlasın.
Onlar sizin elinize verilen birer hamurlar ve onları siz şekillendiriceksiniz başkası değil.
Eğitim mavi önlükle başlayıp keple biten bi süreç değildir.Eğitim çocuğunuzun doğduğu andan itibaren başlar.
Israrla göğsünüzün alakasız yerlerine yönelirken memeyi almayı öğretirsiniz ilk kucağınıza aldığınızda...
Sonra yürümeyi öğretirsiniz.Tuvalet eğitimini verirsiniz.
Evet bunlar en temel ihtiyaçlar ama iş bunlarla bitmiyo.
Nolur ama nolur sadece temel ihtiyaçlarını öğretmeyin.Terbiyeyi,görgüyü,saygıyı,büyükleriyle konuşmayı,dil çıkarmaması gerektiğini vs vs herşeyi öğretin.
Kısacası çocuk doğurup büyütmeyin,EĞİTİN,YETİŞTİRİN!

27.09.2009

Cadde Marmaris Rezilliği

Dün bi arkadaşımla Cadde'deydim.
Yine çok kalabalık ve yine fukaranın düşkünü ugg giyer yaz günü modundaydı bizim salak insanlarımız.Nası bi modadır anlamadım anlayamayacağım da.Bana göre komiklikten başka bişey değil.Allah'ını seven moda uğruna kendini millete bi taraflarıyla güldürmesin yaa...


Bi de mesele şu ki yakışanı var yakışmayanı var.Uzun boylu, sütun gibi bacakları hala bronzluğunu korumakta olan genç kızlar,sizi bi nebze affedebilirim,yakışıyo kafire.




Ama şu hem güdük hem de şişman olanlar yok mu?.?
Dün bi tane geçti öyle yanımdan aman Allah'ım!!! Fil gibi bacaklarına sırf moda diye şort ve ugg giymiş,hayatının en büyük hatasını yapmış farkında değil.
Hani insana sorarlar yaa "Hayatınızda en çok utandığınız,yerin dibine girdiğiniz bi an var mı?" diye.Bu kendini bilmezlerin yerin dibine girdikleri an işte o an ama farkında değiller ki.Yazıkkk...Çok yazık...
Bugünki yazımın esas konusu bu değildi halbuki ama bu moda uğruna kendini rezil eden insanlara iki çift laf etmezsem olmazdı...

Gelelim şimdi dün beni sakin sessiz yemeğimi yerken bi anda dumura uğratan olaya.Efendim şimdi İstanbul'un bir çok yerinde çeşitli tabelalar ve isimler ile bir çok Marmaris Büfe var.Yanlış anlaşılma ve karışıklık olmasın,hiç bi firmayı kazayla kötülemek istemem...Bizim gittiğimiz,Şaşkınbakkal'da Mango'nun karşı yakasında kalan ve merdivenlerle aşağı inilerek gidilen Marmaris.Ve yine yanlış anlaşılma olmasın,firmanın Kazasker şubesinden oldukça memnunuz.Temiz,çalışanları ilgili,insan yaklaşımları güzel vs...
Fakat her ne hikmetse bu Şaşkın şubesinde bi gariplik var,yoğunluktan olsa gerek dicem ama söyleyeceğim şeyin yoğunluk gibi bi mazereti asla ve kata olamaz bana göre.

Cadde'nin tüm kalabalığı gibi orada da yer bulmak biraz zor fakat dün boş olan son yere gidip oturduk arkadaşımla.İlgilenen yok...Ben aldım menüyü (sanki niye alıyosam,ne yiyeceğim belli) baktım baktım,seçtim yiyeceğim şeyi,arkadaşım da seçti.Biraz daha bekledik gelen giden yok ( bu arada başka masalara servis yapıyolar) Neyse geldi bi tanesi,ne istediğimizi sordu,söyledim.Yüzüme robot gii baktı ve "Tamam" dedi gitti.Hadi bu tavrı yoğunluktan olabilir,zaten tahminimce içinden "B*k yiyin" de demiştir...Biraz sonra elinde istediklerimizle bi eleman yanında da başka bi eleman geldiler.Elinde yiyecekler olan xxx (getirdiği yiyeceklerin isimleri) diyo öbürü şuraya diyo,yine elinde servisimiz olan xxx diyo diğeri buraya diyo ve bırakıp gidiyolar...

Arkadaşla birbirimize bakıyoruz,alla alla diğeri yeni heralde öbürü de ona işi öğretiyo galiba filan diyoruz...Neyse ben zıkkımlanıyorum,son lokmamı ağzıma atıyoken yan masadakiler kalkıp gidiyolar ve elemanın biri geliyo,şu bildiğimiz menü kartonetiyle(!) masadaki bütün kırıntıları yere sıyırıp masayı temizliyo...

Ben elimde son lokma öylece kalakalıyorum (!)

Şimdi soruyorum size,bu normal bi davranış mı???
Bağdat Caddesi gibi bi yerde,üstelik tüm masaların dolu olduğu bi yerde menü kartonetiyle masa temizlenir mi?Bu ciddiyetsiz tavrı geçtim bu işin bi de günahı var,sen yemek kırıntılarını nası kaldırıp günde 100lerce ayağın bastığı yere atarsın ya?Senin annen evde masanızı topladıktan sonra kırıntıları yere mı sıyırıyo be gerizekalı?Cadde'ye dükkan açmayı bilmişsiniz de yok mu bi masa silme beziniz yaa?
3.sınıf lokantalarda bile masa bezle silinir.
Dün arkadaşa da dedim,"ben bu olayı yazmazsam çatlarım" diye.
Keşke sorsaydım "Pardon ama siz ne yaptınız?" diye.Ama yaşadığım şoktan çıkamadım ki,öle bi 10-15 saniye kitlendim kaldım.Üstelik karnım da doymamıştı bi tane daha söylemeyi düşünüyodum ki,o davranışı gördükten sonra sinirlerim bozuldu hesabı isteyip kalktık.

Şimdi burdan sesleniyorum

büfe sahiplerine :
Şaşkınbakkal şubenize adam gibi çalışanlar alın,ekmek kırıntısının yere atılmayacağını bilmeyen adamı yemek sektöründe çalıştırma gibi bi gaflette bulunmayın.
Hiç eleman bulamıyosanız,orda çalıştırdıklarınızı Kazasker şubenize eğitime yollayın,müşteri kaltıktan sonra masa nası silinir,dükkan nası temiz tutulur,müşteriye nası güler yüzle davranılır biraz öğrensinler.

26.09.2009

İçi Geçmiş Bayık Blog Ablalarına Son!



Günaydın sevgili blog alemi!
İnsan oğlu ne tuhaf değil mi?Hoş insan oğlu tuhaf da kızı tuhaf değil mi?O da tuhaf.
Temsil misal bendeniz Güdük Fare,geçen gün klavyenin tuşlarını dövercesine öfkeyle çemkirdiklerimi yazıya aktarırken,bu sabah ağzımla kulağımın buluşması şerefine yazıyorum sizlere :)

Niye ağzın kulaklarında derler adama değil mi?

Bu sabah erken uyandım,hazır ev halkı uyuyoken alayım laptopu kucağıma, uzanayım yatağıma, bakayım dün geceden bu sabaha neler olmuş sanal dünyada dedim.
İyiki de demişim :)

Bloğuma girdim baktım izleyici sayım 43 olmuş birden.Alla alla dedim insanlar birden bire fark ettiler heralde beni.
Yeni izleyicilerime bakarken bir de ne göreyim!
Meyerse "Alem Buysa Kral Biziz" diyen Blog Mania dün bana yer vermiş sayfasında şu yazısıyla.

Aman bi mutlu oldum bi mutlu oldum,kendimi ünlü biri gibi hissettim bi anda popilendim =P

Teşekkürler Blog Mania ve Ukturk , sayenizde güne güzel başladım, tavan yaptı pozitif enerjim :)

25.09.2009

Behlüllü Rüyalar...

Üst komşumuz Nevin Yenge bizde blog.Çay içip sohbet ediyoruz.
Konu Aşk-ı Memnu'ya gelince aklıma geldi,2 haftadır perşembe geceleri rüyamda Behlül'ü görür oldum.
Hayırdır inşallah.
Öyle ayılıp bayıldığım da yok,dünya kadar insan ağzının suyu akarak izliyo,niye ben Behlül?
Sen git kemik torbası Bihter'inin rüyalarına gir,hadi canım hadiii :))



Laf aramızda:
Ne zaman perşembe olucak?
:)

24.09.2009

Üzgünüm...

Dün gece blogları okurken Cadılar Kampı'nın sayfasının yanında ilişti gözüme BAŞIMIZ SAĞOLSUN başlığı.Tıkladım hemen.Hiç tanımadığım hatta hiç denk gelip de okumadığım bir abimizi kaybetmişiz UFUK ÇİZGİSİ...Ve yine hiç tanımadığım hatta hiç denk gelip okumadığım halde gerçekten çok üzüldüm :((
Özellikle Kadir Gecesi için yazdıkları gerçekten çok etkileri beni :( İnşallah o gece duaları kabul olmuştur.Allah rahmet eylesin.Yakınlarına ve sevenlerine de sabırlar diliyorum... :(

23.09.2009

Şarkı Çalan Çamaşır Makinesi





Burdan oyuncak üreticilerine sesleniyorum.
Sizin çamaşır makineniz çalışırken yabancı pop şarkısı mı çalıyo kardeşim???
Dua okuyan bebek,dans edip şarkı söyleyen ayı yapıyosunuz da , çamaşır makinesi'ne gırrr gırrr diye çamaşır makinesi sesi yükleyemiyo musunuz?
Çocuğumuzun ev hanımı güdüleri gelişir,bebeklerinin kıyafetlerini yıkar,çıkarır asar dedik aldık, almaz olaydık yaaw.Bütün gün haminnemden kalma bi yabancı pop şarkısı dinliyoruz.Çamaşır makinesi çalışır çalışmaz başlıyo gıy gıy gıy.Yok böyle bi saçmalık.Eli silah tutan asker yapıyosunuz taramalı tüfek sesi koyuyosunuz,göbek atan bebek yapıyosunuz düm tek tek şarkısı koyuyosunuz.Eeee birader?Çamaşır makinesine niye gerçek çamaşır makinesi sesi koymuyosunuz???
Cıx cıx cıx , kınıyorum...Hemde esefle kınıyorum...

22.09.2009

Pencere Açıldı Bilal Oğlan

Ne oldu blog?Azarı işitince,zılgıtı yiyince kendine mi geldin.
Hayırdır,adres çucuğuna adresi yazar yazmaz açıldın,tırstın mı sabahki öfkemden?
Çocuk gibisin valla blog,illa haşlamak gerekiyo seni,iyilikten,güzel laftan anlamıyosun.
Neyse ama affettim; gençliğine,cahilliğine verdim,gördüğün ilgiden alakadan şımarmış olmana verdim sabahki hatanı...Bi daha olursa affetmem ama,bekler seni her türlü yaptırım, her türlü ceza.
Ben unuttum gel sen de unut sabahki tatsızlığı, bu konu da kapansın böyle bu defa...

Efendim bloğa olan öfkemin ardından çıkıp caddeye gittik.Gitmez olaydık...Gördüğüm manzara karşısında ilk cümlem;
-Ay geri dönesim geldi oldu...
Hadi bizim işimiz vardı da gittik,peki ya millete ne olmuş?Ben caddede o kalabalığı anca 29 Ekim'de yapılan fener alaylarında görürdüm.Meyerse bayramın 3. günü olması da yetiyomuş o kadar kalabalık olmasına.
İğne atsanız yere düşmez,çocuğunu,köpeğini,sevgilisini,yeğenini alan çıkmış.
Havanın dengesizliğinden mütevellit kimi çizme giymiş kimi şort,kimi atlet giymiş kimi mont...
Allah'ım nasıl kuru bi kalabalık.Boyner'in önüne koymuşlar bi lafazan vermişler eline bi mikrofon parfüm pazarlaması yapıyo,kapının önü hınca hınç dolu,sanırsın parfümler bedavaya veriliyo...
Karşıdan karşıya geçmek için ışıklarda beklerken bir an sanki ışık yanınca karşıdakiler bize biz karşıdakilere dalacakmışız gibi hissettim.Neyse bizim işimiz kitap evindeydi,hallettik çıktık.O kalabalıktan da bir an önce sıyrıldık...

 Evden çıkmadan önce Rima hanımla annesi arasında geçen bi olayı da anlatayım.
Diyalog aynen şöyle;
-Anneeciim ben bugün şekeri hak ettim mi?
-Ettin yavrum,kahvaltını çok güzel ettin,şeker yiyebilirsin.
-O zaman şimdi ver benim şekerimi şimdii şimdiiii
-Tamam gel
-Ama iki tane veeeer
-Hayır olmaz 2 tane,dünden beri için dışın şeker oldu.Al bunu götür teyzen açsın,ye...
....(şeker verilir,teyze açar,şeker yenilir.az sonra...)
-Anne baaak bi tane daha şeker buldum,hay Allah...(bu arada pis pis gülünür)
-Off Rima ya nerden buldun onu.Yemiceksin o şekeri,demin yedin yeter!
-Tamam,ama amaaa canım sıkılırsa yerim anneciiiimmm

Ablam ve ben birbirimize dönüp "kesin biraz sonra canı sıkılıcak" derkeen bizimkisi odasına kadar gider ve takriben 5 saniye geçmiştir ve geri gelir.
-Off anneeee çok canım sıkılıyooooooooooooo :((

Anne kafayı yer,teyze güldüğü belli olmasın diye kalkar ve içeri gider,sarı cadı ise boşalan laptopa geçer ve 5 parmakla son sürat tuşları bızıklayarak ,

-Benim bilog da açılmıyoooooooooo diyerek filmi kopartır,şekerinin tadını çıkarmaya koyulur...



Hırrrrrr!!!!



Allah kahretsin yaa lanet olsun yaaaa!!!
Ay çıldırıcam yaaaa!!!!
Bi dolu şey yazdım resim yükliim dedim lanet bloğa bi haller oldu yüklemedi resmimi.en sonunda da explorer hata verdi tüm sayfa kapandı.Üstelik blog taslağımı kaydetmemiş.Ne bu yaaa!!!
Blog alemine girdiğimden beri aksilikler yakamı bırakmadı!Hay girmez olaydım hay yazmaz olaydım yaa!
Bi daha aynı cümleleri nası kurucam ben yaaa!!
Yazmıyorum bişey.
Kaynar kazanlarda yanasın inşallah!
Allah cezanı versin blog!!!!!

Üfff siz kuısuruma bakmayın.Okumayın,görmezden gelin.Ben öyle çıldırıyorumarada :(

21.09.2009

Yettin Artık!!!

Eve geldiğimizde saat 21:00'dı.
Şimdi kaç?
Evet şimdi 23:00
Yani tam 2 saattir kucağımda laptop aptal aptal didiniyorum bloğa girmeye.Sinirden köpürmüş durumdayım.Sabır sabır bir yere kadar sabır.Gerçekten bu aptal problem canımı sıkmaya başladı artık.
Çünkü sabah da girmeye çalıştığımda başarılı olamamıştım,öğleden sonra saat 4'de de başarılı olamamıştım!Her kafadan bi ses çıkıyo.Oturup körolasıca DNS zıkkımını da dürteledim bi halt olduğu yok.Explorer gerizekalısı da chrome dingili de açmadı bloğumu.Tek açtıkları google.Sanki insanın işi sadece google'da olurmuş gibi.
Ben bloğuma giremeyeceksen ne işe yararsın sen!!! diye çemkirip durdum 2 saat boyunca,neye kızdığımı ben de bilemeden...En sonunda kalkıp pc.ye geçtim.Yine öyle bir çırpıda değil,uzun uğraşlardan sonra burdan girebildim.Hoş girdim de ne oldu,iki hoş beş bişeyler yazasım mı kaldı?
Söylene söylene girilen bloğa ne yazılabilir ki?Yine kime yada neye dediğini bilmeden ne halin varsa gör  denir çıkılır anca...

18.09.2009

Yıl 1992

Hiç unutmam yıl 1992.O sıralar ben; annem ve babam çalıştığından dolayı annanemde yatılı kalıyorum ve orda okula gidiyorum.Hafta içi annanemlerde, hafta sonu evde kalarak geçip gidiyor zaman.
Cuma günü okul çıkışı oldu mu havalara uçuyorum,biliyorum ki canım babacım gelip alıcak iş çıkışı beni.Evimize gidicez,anneme kavuşucam,ablamla didişicez yine...
Biliyorum ki pazar sabahı oldu mu kara yaslara giricem.Barış Manço'nun 7'den 77'ye programı başladığında annane evine dönüşe az kaldığını bilicem,o programdan bir kez daha nefret edicem...






Hep oyuncak isteklerim olmuştu babamdan,o yıl yürüyen köpek istemiştim O'da almıştı.
Beyaz uzun tüyleri vardı,pille çalışıyodu,tasması vardı.
Çalıştırıp çalıştırıp ben yürürdüm o da havlaya havlaya peşimden gelirdi,mutlu olurdum :)






Bi sonraki yıl büyük peluş civciv istemiştim mesela.
Yine çok fazla zaman geçmeden almıştı.
Bi keresinde hafta içi gelmişti iş çıkışı,kapıyı çalmıştı,"Hadi gel sana bişi vericem arabadan" demişti.
Koşarak gitmiştim,arabanın arkasından kocaman peluş civciv çıktığında dünyalar benim olmuştu...




Yine bi sonraki yıl (yani 5. sınıfa geçtiğimde) en büyük boy lahana bebek istemiştim.Daha önce bi doğum günümde olmuştu lahana bebeğim ama küçüktü,üstelik saçlarının o mis kokusu da yok olmuştu zamanla.Babam yine şımarmayalım diye her zaman yaptığı gibi biraz bekletmeli olarak almıştı bebeğimi.Yine kıymetlim olmuştu o oyuncak,yine mutluluktan havalardaydım.

O zamanlar çocuklar pahalı oyuncaklara bi çırpıda sahip olamıyorlardı.Kredi kartı yada taksit olayı yoktu çünkü.İyiki de yoktu.İsteklerimizi hep belli bi zamandan sonra elde ettik.Kıymetini bildik.2gün oynayıp 3.gün kaldırıp atmadık hiç...



Ama bir de ucuz oyuncaklar vardı.Hani şu plastik,sıkınca vik vik viyaklayan cinsden.Ördeklisi,kedilisi,köpeklisi,ayılısı her çeşidi...Babam severdi bu tarz şeyler alıp eve gelmeyi.Ucuz yolla çocukların gönlünü hoş etmeyi :)




İşte öyle bi bebeğimiz vardı bizim.Plastik,sıkınca öten,şişman bi kadın figürüydü.Hatta benzemesinden ötürü şişman komşumuz Nazmiye Teyze'nin adını koymuştuk ona.Ve gelelim yine yıl 1992'ye...

Evet yıl 1992.Mevsimlerden ney,aylardan hangi ay hatırımda yok.Ama o gece hep hatırımda ve hep de hatırımda olacak...Annem babam çokdan yatmış uyumuş,saat 2'yi geçmiş.Biz ise ablamla yataklarımıza yatmış lak lak yapıyoruz.Ben baş ucundan Nazmiye'yi alıyorum.Bi kere sıkıp viyaklatıyorum.

Ablam
-Yapma!  diyo
Ben
-Yaparım...diyip bir daha viyaklatıyorum
Ablam
-Yapma,manyak mısın?Annemle babam uyuyolar! diyo
Ben
-Yaparımmmm.Ne olmuşşş.Neolucak kiiii... diyip ardarda, defalarca, durmaksızın sıkıp viyaklatıyorum Nazmiye'yi.

Viiiiiikkkyyyyy,viyaaaaaaaaak,viyiiiiiiiikkkkkkk,viyyykkkkkk


Derken kapı açılıyo.Ablam saniyeler içinde müthiş bir refleks ile örtüyü kafasına çekip uyuma numarasına geçerken,ben elimde Nazmiye kapıda beliren babama bakakalıyorum...Ve babam sadece,
-Aferin kızım aferin.Devam et... diyerek kapıyı kapatıp gidiyo.
İşte o an yaptığımdan utanıyorum.Babam bağırıp azarlayarak değil,sessizce kendime getiriyo beni...

Nur içinde yat babacım...Seni çok seviyorum...

16.09.2009

Uh Ah Dedadam



İşden haber yok.
Tamam 2 hafta içinde haber vericez demişlerdi ama 1 haftası geçti haber yok.
Dolayısıyla yapıcak bişey de yok.
İştahım yok,keyfim yok.
Dolayısıyla uykum çok.
Sesim yok,sessizliğim çok.
Beni tek oyalayan şey ise Rimoşum.



Eski işimden çıkıp da Bodrum'a gittiğimizden beri çok alıştık birbirimize.
Her an her dakika üstümde neredeyse.
Teyze bana kitap oku.Teyze bana masal anlat.Teyze bahçiiiyee çıkalım mıııı?Teyze bana anılarını anlat.Teyze benim odama gel.Teyze benle oyna.Teyze fıtığın nerde?  vs. vs.
Onunla uğraşırken vakit nası geçiyo anlaşılmıyo.

Kulağım telefonda,tek istediğim işden bi haber çıkması...
Şimdilik bu kadar,öpsün sizi Madagaskar Tıslayan Karafatması

15.09.2009

Okumayanın Çamaşır Makinesi Bozulsun

 
 
Bahçalarda barım var
Bir eyva bir narım var
Bahçalarda barım var
Bir eyva bir narım var
Sanırım son 3 gündür
Bloglarda sorun var
Sanırım son 3 gündür
Bloglarda sorun var
Beri gel bloggeeeer
Gel gel blogger
Bi selam ver blogger
Okuduysan blogger
Yorum yaz bloggerr


 
Şu mübarek gecede içinden gelerek dua eden herkezin duaları kabul olur inşallah.
Hayırlara vesile olacak bu gecede, arsızlık yapıp olmayacak şeyler istemektense,hakkımızda hayırlısını istemek daha mantıklı gibi sanki...

Şarkı ne alaka demeyin.
Cidden son günlerde bloglarda sorun var,ne zaman açılıp ne zaman açılmayacağı belli değil.
Az buçuk sinir-stress olsada insan bilgisayar başında,yine de yazmaktan vaz geçmemeli bence.

8 Rakam 5 Harf


Bu yazım sana sevgili okuyucu,iyiki açmışım bu bloğu.
İyiki okuyosun yazdıklarımı,iyiki bırakıyosun yorumunu.
Ben de okumak isterim sen de hergün yaz,bileyim ne yaptığını, nerede olduğunu.
Bazen güldür yüzümü,bazen düşündür beni,tıpkı benim sana yaptığım gibi.
Varsa bir derdin paylaş,teselli edeyim seni.
Korkma büyümez derdin,paylaştıkça büyüyen tek şey sevgi.
Sizler tanışmışsınız çoktan,ben geç kalmışımdır belki.
Ama sadece yazmakta geciktim,okuyordum hepinizi daha önce de dediğim gibi...

Ceyda kız der ki bugün içimden böyle geldi
En duygusal yanım çalıştı,komik yanım postu serdi
Yarın bambaşka bi modda olurum, rüyama girer Ferdi
Dünya döndükçe izle beni okuyucu,senin okumaların bana ilham verdi
Allah'ım ne saçmalıyorum,deliriyorumdur belki...



Başlık niye mi 8 Rakam 5 harf?
İlk bölüm 8 satır ikinci bölüm yukarıdan aşağıya 5 harf (Ceyda) de ondan  =P

14.09.2009

Gel Tanışalım Önce.Ben Kısaca G.F.

Geçenlerde Gülcan merak etmiş sormuştu "Neden Gidi Kuzgun Güdük Fare?" diye.
Resimdeki kitap çocukluğumuzda babamın bize aldığı bir tekerleme kitabı.Ama bu kitap o kitap değil.Ne diyosun Ceyda? diye sormayın :)
Babamın bize aldığı kitap ne oldu, nereye gitti, nası kayboldu, atıldı mı, satıldı mı bilmiyoruz.
Ve biz seneler sonra bu kitabı Kadıköyde bir kitapçının önünde eski kitap tezgahında gördük.Gördüğümüz anda sevinçten çıldırdık.Bize göre içinde tarih yatan kitap sadece 2.50 tl idi üstelik.
Arka kapak yazısını okursanız heralde bizdeki bu nev-i şahsına münhasır mizah kadını imajının nerden geldiğini anlamış olursunuz.
Kitabı açtığınızda karşınıza çıkan ilk tekerleme Güdük Fare.
Hepsini yayınlamasam da birkaç bölümünü paylaşıyorum.
Diğer tekerlemeler ise belki de bir çok çocuğun bildiği şeyler.
Dön dolaş aynı şeyleri okuyarak,aynı resimlere bakarak geçirmiştik çocukluğumuzu.
 
Şimdi ise başladık bizim ufaklığa okumaya.Gelip gidip kulağımıza Güdü Sare Güdü Kuskunn diyo artık :)
Blog açmaya karar verdiğimde adım ne olsun diye fazla düşünmeye gerek kalmadı, sağ olsun Mustafa Mıstık :)
Kitabı açtım baktım "Güdük Fare".İşte dedim işte ben buyum.
Bu garip ismin nerden çıtığını da resimler eşliğinde böylece açıklanmış oldum.
:)

11.09.2009

Neden Güdük?

   
Daha kreşde folklor gösterisindeyken sağımdaki solumdaki arkadaşlarımın omuzlarına değil de bellerine sarıldığım için.
İlk okulda 23 Nisan müsameresinde gelin olduğumda, eşim de sınıfın en kısa çocuğu olduğu için.
Orta okulun korosunda solo şarkı söylerken en önde olduğum için.
Lisede beden dersinde en kısadan en uzuna dizildiğimizde baştan 3. kişi olduğum için.
Bir insanla yüz yüze karşılıklı dururken gözlerim yukarıya doğru baktığı için.
Yağmurlu havalarda şemsiye açtığımda hep insanların gözüne girdiği için.
Otobüslerde yukarıdaki tutunma yerlerinden tutunmaya kalktığımda kendimi parmak ucumda bulduğum için.
Marketlerde en üst raftan bişey almak istediğimde bir görevli bulup yardım istediğim için.
29 Ekimde Bağdat Caddesindeki fener alayına katıldığımızda hiç bir yeri göremeyip sadece yukarıdaki bayrakları seyredebildiğim için.
Denizde insanların kalçasına gelen yerde su benim belime geldiği için.
Arabanın ön koltuğu ne kadar geride olsa da arkada bacaklarım gayet rahat oturduğum için.
Koltukta yatmam gerektiğinde her zaman 2li koltuklara sığdığım için.
Kısacası 1.55cm olduğum için :))

10.09.2009

Nejat Alp Beni Çağırdı

Hani bazen olur ya,beyninizin içinde bir şarkı uykunuzda başlar çalmaya,sabah olup da uyanana kadar dinlersiniz.Sağdan sola,soldan sağa dönerken hala mı çalıyo dersiniz.Ve dolayısıyla sabah kalktığınızda da o şarkıyı söyleyerek başlarsınız güne.İşte ben de bugün sevgili Nejatcığımın o bol sigara buğulu sesiyle ve yorumuyla "Hadi hadi yavrum gel banaaaa" diyerek başladım güne.Aslında Güllü'den duyulmuştur hep bu şarkı ama benim için tek bir yorumcu vardır o da Nejatcığım.
Severim kendisini. 1990'ı , çocukluğumu hatırlatır bana.
Cedric ne der hep 8 yaşındaysanız hayat gerçekten çok güzel  :)

Yanlız anlamadığım bir konu var.Bu şarkının intifa hakkı romanlarda mıdır?Zira televizyondaki roman şarkı yarışmasının ne zaman reklamı geçse, her hafta ayrı bir yarışmacıyı bu şarkıyı yorumlarken görür olduk.Bu şarkıyı romanlarla bağdaştıran şey nedir?Sözleri midir?Güllü'nün söylüyo olması mıdır?Nedir?

Ben de söylüyorum arkadaş,hem de uykumdan beri :))
Hadi hadi yavrum gel bana.
Sarılalım can cana.
Neyim varsa al senindir.
Yeter ki gir dünyamaaaaa.

9.09.2009

Ateşim var külüm yok.Ketenim var tülüm yok


Beklenen gün geldi,işin sırrı çözüldü.
Neymiş "Katılmak iste misiniz? sorusunun büyüsü yaşanınca görüldü.
Efendim dün bahsini ettiğim iş görüşmesi için bugün verilen adrese gittim.Karşımda koca bi plaza,gireni çıkanı belli değil.Üstelik daha görüşme saatine 45 dakika var.Kapının önünde dolanmaya başladım...
Açık öğretim yıllarından sınav öncesi girilecek bina dışında beklerken bulduğun yere (bank,kaldırım taşı,duvar üstü vs.) oturma alışkanlığına sahibim, fakat bina bina değil plaza olunca insan kendisini eğreti hissediyo ortama karşı.Hemcinslerim çekmişler etek-ceket takımları,benim asla üzerinde duramayacağım topuklu ayakkabılar o biçim...Karşı cinsler gran tuvalet...Neyse bi 15 dakikacık bekleyip dayanamadım soluğu aldım içeride,kapıda güvenlikçi bi kadın ismimi sordu.Dedim şu şu firmaya iş görüşmesi için geldim.
-Herkez yemekte şimdi bi 20 dakika sonra gelirseniz daha iyi olur dedi.
Neyse çıktım yine dışarı bekle allah bekle,içeri girip çıkanlara bak,ayrıca yan tarafa dizilmeye başlayan ve benimle aynı işe başvurdukları kuvvetle muhtemel olan tipleri incele derken güvenlikçi kadın çıktı dışarı iş başvurusu için gelenleri içeri alayım diye.Koyun sürüsü gibi girdik içeriye :) isimlerimiz tekrar alındı,çıktık yukarıya...
Ofiste genç bir beyefendi karşıladı bizleri, dersane odası gibi kolçaklı sandalye dolu bi odaya buyur etti.Koskoca firma ama oraya o kolçaklı sandalyeleri koyarken solakları düşünmemişler.Yeni gelenler,(sanırım)heyecanlanıp tuvalete gitmek isteyenler filan derken herkez geldi ve odada 20 kişi filan olduk.Önce firmanın tanıtım filmi izletildi,misyonu vizyonu otu püsürü daha sonra işin ne olduğu,görevimizin ne olucağı,bizden beklenenler,çalışma saatleri,ulaşım şekli vs.Tüm bunlar bittikten sonra dörder kişi halinde odadan alınıp dört ayrı kişiye dağıldık.Bana genç bir bayan düştü,birlikte başvuru formumum üstünden bir kez daha geçip konuştuk epey.Başvuru için teşekkür edip 2 hafta içinde olumlu yada olumsuz dönüleceğini söyleyip oradaki görüşmenin de bittiğini belirtti.Daha sonra tekrar aynı dersane odasına geçip kişilik testi doldurtdular.O da bitince sınava soktular.
Dedim bir sonraki aşama heralde "Gelin Hamamı"
Keşke bodrumdan getirdiğim peştemalımı da getirseydim :)
Sanki bir mağazaya eleman değil T.B.M.M'ne milletvekili alıyolar.Hoş milletvekili olmak bile daha kolay.Alırsın eline bir yazar kasa, gidip fırlatırsın başbakanın ayağının ucuna, olur biter (...)

Lafın kısası demek istedikleri "Katılmak ister misiniz?" değil ."Bizimle bu eziyete katılmak ister misiniz?miş...

8.09.2009

Amaan Bütün Bloglar Aynı




Şeytan diyoki bir delilik yapıp at bi kuyuya taş,40 akıllı çıkaramasın :)

Şimdi bi başliicam millet şöyle yapıyo, böyle yapıyo, mecburmuyuz biz bunları görmeye bıdı bıdı, vıdı vıdı,sanki kırk yılın bloggerı,sonra ayıkla pirincin taşını :))

Yahu dün blogger olayım,boş boş evde oturuyorum bari bişeyler karalayayım dedim,bugün iş görüşmesine çağırıldım.Tamam buda beklediğim bişeydi ama bu zamanı mı beklediler anlamıyorum ki.İşin ilginç yanı çağırma tarzları...Ay kız kapat yemeğinin altını gel otur da anlatayım :P
Yolda gidiyorum baktım tanımadığım bir cep telefonu arıyo,açtım, karşımda düzgün diksiyonlu bir kız:
"Ceyda hanımla mı görüşüyorum?"dedi. "Buyrun benim" dedim.Kız başladı konuşmaya,bir yandan dışarının gürültüsü,minibüslerin o olmazsa olmaz ve hiç bitmeyen korna sesleri bir yandan ısrarlı çaldırmaları yüzünden önemli birşey var havası yaratıp "ulan rasathanede tanıdığım var mıydı ki?Deprem olucak da onu mu haber veriyo birisi,yada kapıcıya emanet ettiğimiz balık mortu çekeli bi hafta oluyo,kapıcı yeni fark ettide beni mi arıyo acaba,yoksa bizimkilerden birine bişey mi oldu" şeklinde kafamda fırtınalar estiren hattaki ikinci kişinin uyarısı, kızın ne dediğini tam olarak anlamadım. [hattaki şahsa selamlar :)]
Duyabildiğim ilk şey beklediğim yerden aradıkları, ikincisi ise "Katılmak ister misiniz?" cümlesiydi.Sanki iş görüşmesine değil de turistik geziye yada doğum günü partisine davet ediyo.
Şimdi kıza kalkıp "ayy nolur kusura bakmayın ben sizi duyamadım zaten hatta biri var telefon uyarı verip duruyo,telefonuda uzun uğraşlardan sonra geçen hafta aldım hattakini nası reddedicem bilemiyorum" filan da denilmez ki.O an hızla düşündüm dedim heralde seminer gibi bişey veriyolar,ee ne yapayım katılayım bari...
Yer neresi acaba öğrenebilir miyim? diye soruyorum, kız ısrarla kozyatağı diyo.Sanki kozyatağı koca bir semt değil de bir mekan ismi.Neyse sonunda "ben şuan dışarıdayım katılmak isterim fakat adres not edebileceğim durumda değilim" dedim de kız bana bi numara verdi müsait olduğunuzda ararsınız diyip kapattı telefonu.
Eve geldim neyse aradım başkası çıktı görüştük.Adam ciddi ciddi iş görüşmesine çağırıyoruz dedi.

Şimdi ciddi ciddi düşünüyorum da "Katılmak istermisiniz?" şeklinde bir iş görüşmesi daveti mi olur ya???
Yok kardeşim mersii ben katılmayayım, zaten ben iş aramıyodum öylesine baş vurdum bakayım beni çağıracak mısınız diye.Aklıma Recep İvedik geliyo sinirim bozuluyo.

Yoooh argadaş,yooouuh ben bu işi yapamaaaam :))

Bloğumun Üstüne Şıp Dedi Damladı

Değerli konuklarımız,sevgili bloggerlarımız,çok kıymetli izleyicilerimiz ve gözümüzün bebeği adsız'larımız;
Gidikuzgungüdükfare açılış törenine hepiniz hoşgeldiniz.
Bu blog dünya tarihine kara bir leke olarak geçen talihsiz bir olay gibi görünebilir.Bu bloğu okurken hepinizi  yaşama hakkı, insan aklı, eğitim, özgür irade, dengeli kararlar, değerler konusunda düşünmeye sevk ediyorum.
Blog aleminde herkez bir arayış içerisinde,Bir nitelik arayışı.Bloglar kendilerini kantlamak için bir yarış içerisindeler.Ben gidikuzgungüdükfare olarak herşeyin nitelikli insanla başladığına inanıyorum.
Blogspotda kalitesini kanıtlamış ve halen sahip olduğu değerleri daha da iyiye götürmeyi hedefleri arasına yerleştirmiş PrimaRima'nın Kardeşi,Sinirlikebeleğin kuzeni,Egemenli Hayat ve Puck Robin'in yakın arkadaşı olarak ben gidikuzgungüdükfare hepinizi sevgiyle kucaklıyor ve sizlere yüksek hedeflerinize ulaşabileceğiniz başarılı ve mutlu yazılar diliyorum.

Velhasılkelam "Ben geldim,hoş geldim" yine de bana fazla güvenmeyin her an Bloğu Sil butununa basar çekkeerr giderim  :P