Çok uzun süredir yazacak hevesi,vakti,heyecanı,konuyu,ortamı ve ilhamı bulamıyordum.Ama bugün o gün diyebilirim.
Efendim öncelikle bloğa yazı yazamadığım gibi hiç birinizi de okuma fırsatı bulamadım,bu itirafı yaparken affınıza sığınıyorum...Malum çalışma saatlerim çokluğundan (çokluğundan kelimesindeki Ç harfinin yerine başka bi harf de koyabiliriz ama neyse) evdekileri bile 2 saat gördüğümü ortaya koyarsak varın siz düşünün benim kendime ne kadarcık vakit ayırabildiğimi...Eee hal böyle olunca da bloğa yazacak konu yine iş yerinden çıkıyo maalesef :)
Hangisinden başlasam acaba kronolojik sıraya mı dizsem bilemiyorum :))
Öncelikle şunu söylemeliyim ki Kibariyeyle kanka olduk.Evet olduk!!
Düşünün ki artık Kibariyeyi yolda görsem bana "Nassın ablam!!!" diye haykırıcak o derece yani...Hemen hemen her gün hatta bazı günler bi sabah bi akşam uğradığından mütevellit gerek diş ağrısı gerek çalışma hayatı,nerden geldiği nereye gittiği artık herşeyini ezbere biliyoruz.İyi kadın hoş kadın ama öyleçok halkın içi dışı değil yani o da ayrı bi mesele.Neyse çok detaya girmiim arkadaş sayılırız çünkü :))
İkincisi insanlarımız hakikaten çok tuhaf.Gün geçmiyor ki ilginç bir olay vuku bulmasın,başımıza bi trajikomiklik gelmesin yani...2 gün önce bir müşterim beni Güzin Abla hatta ve hatta Selin Karacehennem yerine koyup bana derdini açtı.Dudağı kızarmış şişmiş,bana sordu belli oluyo mu diye.Bende evet oluyo , hayırdır geçmiş olsun dedim.Başladı anlatmaya.
-Aaah aahh ne olsun işte bu yaştan sonra koca dayağı yedim.Aldatıyo beni,ben de evden kovdum defol git dedim,beni oğlumun yanında dövdü bla bla bla ...
Ne denir ki?Öyle kaldım.Geçmiş olsun,dikkat edin kendinize filan,bişeyler geveledim durdum.Üzüldüm sonra da,kadın işte...Bi şekilde o olayı üstünden atması lazım...
Gelelim üçünü olayımıza ki beni hala yaşadığım o gün gibi sinir ediyo şuan size yazarken bile...
Epey oluyo bir gün mağazanın merdivenlerinden aşağı iniyorum,bir liseli esmer kız ince ürkek duygulu da merdivenlerden yukarı çıkıyor.Kendisi maşallah etine dolgun iri yarı,eteği de sağ olsun bluzdan biraz hallice poposunu kıl payı örtecek şekilde...Altında da beyaz ince çorap...Ben merdivenden iniyorum,kız merdivenden çıkıyo.Bizim merdiven de acayip dik bi merdiven.Adamın biri de elince cep telefonu konuşarak merdivene doğru geliyo.Acelesi var belli ilk adımını hafif sekerek atıyor merdivene çıkmak için...
Derken TA TA TA TAAAAAA!!!Bizim liseli vardı yaa ah o liseliii,kısacık eteği dar elbisesiii,işte onu görüyo ve duraklıyo.O acelesi olan adam sanki birden tüm işini unutup merdiven çıkma eylemini olabildiğince ağırdan almaya başlıyo.Zira bizim liseli dik merdivenleri tırmandıkça manzara süpersonik bişey oluyo...
Derken bizim liseli merdivenin son basamağına bastığında peşinden ağır aheste çıkan adam biraz da eğilme hareketiyle liselinin tüm mal varlığını görmüş oluyo.Bu arada ben mi ne yapıyorum.Ben merdivenin ortasında durmuş adama bakıyorum.Amma ve lakin adamın gözü değil beni, hiç birşeyi görmüyor o anda.Ne için??Sırf liseli bir genç kızın iç çamaşırını görmek için!!!Hayır yani bu nasıl bir acizliktir.Sen o kızın çamaşırını görünce ne oluyo?Bak yine o günkü gibi sinirlendim şimdi yaa.Bu erkekleri anlamıyorum,anlayamayacağım da arkadaş...
Aslında geçen gün kadının birinin kasanın yan tarafında 2 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim oğlunu pet şişeye işettiğini yazmadım daha :)
Geçen hafta iki kasa birden kapatmak zorundayken ve elimdeki bir tomar parayı sayıyoken iki kadının bana ordan "Yoyoların hepsi burda olanlar mıı?" diye sorduğunu, benimde "Evett" dediğimi ve kafam karışıp baştan saymaya başladığımda, Allahın cezası kadınların yine "Başka çeşit yok mu?" dediğini ve benim de "Yoooğğkkkk!!!" diye bağırdığımı,kadınlardan birinin yanındakine "A-aaa şuna bak,ne biçim "yok" diyo,utanmasa dövücek terbiyesiz şey" dediğini ve beni üst kattaki kasiyer arkadaşıma "Aşağıda bi arkadaşınız var kendisi biraz asaabii" şeklinde şikayet ettiğini de anlatmadım henüz :)
Yaşlı bir amcanın "3 senede 5 ameliyat oldum,çocuklar zorla yaşatmaya çalışıyolar halbuki vasiyetimi de yazdım onlara" dediğini de söylemedim di mi? :)
Bu arada en son Ocağın maaşını (ki onu da Şubatta) aldığımı da demedim size...Karın tokluğuna çalışıyo gibi hissediyorum kendimi ama hadi hayırlısı bakalım.Ay sonunda herşey düzene giricek inşallah...
Daha bir sürü şey var ama yazacak halim yok inanın.
Hee bi de çok uzun bir aradan sonra nihayet 48 kilo oldum :) Demekki insanın Beyaz Atlı Prensi olması gerekiyomuş hayatında :) Ayça Ablam'ın yolladığı kurbağa prens işe yaradı cağnım :))
Huzurlarınızdan ayrılırken,sevgilerimi sunar hürmetler ederim.
Aklıma gelmişken cümleyle yola çıkıp, şiire geçerim.
Bir daha ne zaman yazarım bilinmez Hoşçakalın :)
Büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öperim
Teyit
4 ay önce