27.04.2010

Neler Oldu Görüşmeyeli

Çok uzun süredir yazacak hevesi,vakti,heyecanı,konuyu,ortamı ve ilhamı bulamıyordum.Ama bugün o gün diyebilirim.

Efendim öncelikle bloğa yazı yazamadığım gibi hiç birinizi de okuma fırsatı bulamadım,bu itirafı yaparken affınıza sığınıyorum...Malum çalışma saatlerim çokluğundan (çokluğundan kelimesindeki Ç harfinin yerine başka bi harf de koyabiliriz ama neyse) evdekileri bile 2 saat gördüğümü ortaya koyarsak varın siz düşünün benim kendime ne kadarcık vakit ayırabildiğimi...Eee hal böyle olunca da bloğa yazacak konu yine iş yerinden çıkıyo maalesef  :)

Hangisinden başlasam acaba kronolojik sıraya mı dizsem bilemiyorum :))


Öncelikle şunu söylemeliyim ki Kibariyeyle kanka olduk.Evet olduk!!
Düşünün ki artık Kibariyeyi yolda görsem bana "Nassın ablam!!!" diye haykırıcak o derece yani...Hemen hemen her gün hatta bazı günler bi sabah bi akşam uğradığından mütevellit gerek diş ağrısı gerek çalışma hayatı,nerden geldiği nereye gittiği artık herşeyini ezbere biliyoruz.İyi kadın hoş kadın ama öyleçok halkın içi dışı değil yani o da ayrı bi mesele.Neyse çok detaya girmiim arkadaş sayılırız çünkü :))

İkincisi insanlarımız hakikaten çok tuhaf.Gün geçmiyor ki ilginç bir olay vuku bulmasın,başımıza bi trajikomiklik gelmesin yani...2 gün önce bir müşterim beni Güzin Abla hatta ve hatta Selin Karacehennem yerine koyup bana derdini açtı.Dudağı kızarmış şişmiş,bana sordu belli oluyo mu diye.Bende evet oluyo , hayırdır geçmiş olsun dedim.Başladı anlatmaya.
-Aaah aahh ne olsun işte bu yaştan sonra koca dayağı yedim.Aldatıyo beni,ben de evden kovdum defol git dedim,beni oğlumun yanında dövdü bla bla bla ...
Ne denir ki?Öyle kaldım.Geçmiş olsun,dikkat edin kendinize filan,bişeyler geveledim durdum.Üzüldüm sonra da,kadın işte...Bi şekilde o olayı üstünden atması lazım...

Gelelim üçünü olayımıza ki beni hala yaşadığım o gün gibi sinir ediyo şuan size yazarken bile...
Epey oluyo bir gün mağazanın merdivenlerinden aşağı iniyorum,bir liseli esmer kız ince ürkek duygulu da merdivenlerden yukarı çıkıyor.Kendisi maşallah etine dolgun iri yarı,eteği de sağ olsun bluzdan biraz hallice poposunu kıl payı örtecek şekilde...Altında da beyaz ince çorap...Ben merdivenden iniyorum,kız merdivenden çıkıyo.Bizim merdiven de acayip dik bi merdiven.Adamın biri de elince cep telefonu konuşarak merdivene doğru geliyo.Acelesi var belli ilk adımını hafif sekerek atıyor merdivene çıkmak için...

Derken TA TA TA TAAAAAA!!!Bizim liseli vardı yaa ah o liseliii,kısacık eteği dar elbisesiii,işte onu görüyo ve duraklıyo.O acelesi olan adam sanki birden tüm işini unutup merdiven çıkma eylemini olabildiğince ağırdan almaya başlıyo.Zira bizim liseli dik merdivenleri tırmandıkça manzara süpersonik bişey oluyo...
Derken bizim liseli merdivenin son basamağına bastığında peşinden ağır aheste çıkan adam biraz da eğilme hareketiyle liselinin tüm mal varlığını görmüş oluyo.Bu arada ben mi ne yapıyorum.Ben merdivenin ortasında durmuş adama bakıyorum.Amma ve lakin adamın gözü değil beni, hiç birşeyi görmüyor o anda.Ne için??Sırf liseli bir genç kızın iç çamaşırını görmek için!!!Hayır yani bu nasıl bir acizliktir.Sen o kızın çamaşırını görünce ne oluyo?Bak yine o günkü gibi sinirlendim şimdi yaa.Bu erkekleri anlamıyorum,anlayamayacağım da arkadaş...

Aslında geçen gün kadının birinin kasanın yan tarafında 2 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim oğlunu pet şişeye işettiğini yazmadım daha :)
Geçen hafta iki kasa birden kapatmak zorundayken ve elimdeki bir tomar parayı sayıyoken iki kadının bana ordan "Yoyoların hepsi burda olanlar mıı?" diye sorduğunu, benimde "Evett" dediğimi ve kafam karışıp baştan saymaya başladığımda, Allahın cezası kadınların yine "Başka çeşit yok mu?" dediğini ve benim de "Yoooğğkkkk!!!" diye bağırdığımı,kadınlardan birinin yanındakine "A-aaa şuna bak,ne biçim "yok" diyo,utanmasa dövücek terbiyesiz şey" dediğini ve beni üst kattaki kasiyer arkadaşıma "Aşağıda bi arkadaşınız var kendisi biraz asaabii" şeklinde şikayet ettiğini de anlatmadım henüz :)

Yaşlı bir amcanın "3 senede 5 ameliyat oldum,çocuklar zorla yaşatmaya çalışıyolar halbuki vasiyetimi de yazdım onlara" dediğini de söylemedim di mi? :)

Bu arada en son Ocağın maaşını (ki onu da Şubatta) aldığımı da demedim size...Karın tokluğuna çalışıyo gibi hissediyorum kendimi ama hadi hayırlısı bakalım.Ay sonunda herşey düzene giricek inşallah...
Daha bir sürü şey var ama yazacak halim yok inanın.

Hee bi de çok uzun bir aradan sonra nihayet 48 kilo oldum :) Demekki insanın Beyaz Atlı Prensi olması gerekiyomuş hayatında :) Ayça Ablam'ın yolladığı kurbağa prens işe yaradı cağnım :))

Huzurlarınızdan ayrılırken,sevgilerimi sunar hürmetler ederim.
Aklıma gelmişken cümleyle yola çıkıp, şiire geçerim.
Bir daha ne zaman yazarım bilinmez Hoşçakalın :)
Büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öperim

25.03.2010

Dokusunda Para Var!

İstiyorum.
Evet istiyorum.
Ben de reklamlarda oynamak istiyorum.
Düşündüm taşındım,taşındım düşündüm...
Gittim bir de aynaya baktım.
Yoooo değil.
Benim ondan hiç birşeyim eksik değil...
Lens takarım,röfle de yaptırabilirim...
Kilom tutmaz sadece,evet 5 senedir 1 kilo dahi alamadım ama onu reklamcılar hallederler yaa,orama burama bişeyler tıkıştırırız şişman görünürüm.
Ayrıca ben ondan daha malak bi şekilde bir yandan elbisemi tutup dönerken bir yandan da sırıtabilirim.
Evet evet ben bunu yapabilirim...
Bana da Sibel Can'a verilen para verilsin ben de halıyla hiç bir ilgisi olmayan bir takım hareketler yapmak suretiyle Kaşmir Halı reklamlarında oynayabilirim.
Eeee ne de olsa Dokusunda Para Var...

20.03.2010

Öyle İşte...

Blog seni 3dür açıyorum,Yeni Kayıt'a basıyorum ama yazacak bişey bulamıyorum...Eeee napalım ilham geldiğinde görüşürüz artık,zorla güzellik olmaz.

Not:Ben iyiyim,herşey yolunda :P

3.03.2010

Ben Geldim Stop

Nehir kenarında bi yolda yürüyodum.
Sonra ne oldu bilmiyorum.
Atladım nehire,bıraktım kendimi derine...
Akıntıya kapıldım gidiyorum...
Sonu neresi,beni nereye götürücek bilmiyorum.
Uzun bi nehir mi?
Nihayeti, sakin bir deniz mi?
Yoksa uçurumlu bir şelale mi düşünmüyorum.
Sadece bıraktım kendimi suya,gidiyorum...
Bahar dalarının sardığı köprüler var üzerinde,görüyorum.
Yorulduğum yerde tutunup çıkarım,buna güveniyorum...
Sakinim,dinginim,huzurluyum.
Daha yavaş aksın bu nehir acelem yok bekliyorum.
Dedim ya bıraktım kendimi suya,gidiyorum...


Şu hayatta süpriz hediye almak kadar güzel bişey yoktur heralde :)
Bana hediye yollayan, aynı benim gibi komedi arkadaşım ASYASELDA'ya teşekkürlerimi sunuyorummmm :)) Canım benim çok zarifsin,çok düşüncelisin :)

19.02.2010

Vay Anasını

8 gündür yeni kayıt girmemişim Allah cezamı verecek :)
Sen de çok merak etmişsin beni blog Allah razı olsun.Nerede bu kız diyip durmuşsun.Sanki telefonum yok sende.Madem o kadar merak ettin, birrrr ara birrrr sor Allah aşkınağaaağaaağaaağaa.Seni versinler ellereee öhhöö ıhhıhhhmmm pardon ya dalmışım :)

İş yerinde çok entrikalı olaylar oluyo blog.Artık takibini yapamıyorum ve korkmaya başladım.Ama diğer yandan da 3 ay bitti bu işe gireli ve çok seviyorum orda olmayı :))

Özellikle sabah pastanede yapılan kahvaltılar,mağazadaki öğle yemeği,5 çayı ve servis muhabbetlerini.
Tamam geçen gün çorbadan böcek çıkmış olabilir ama işte bu bile mağazada kimin sevilip kimin sevilmediğini ortaya çıkarmaya bi bahane :) Bu vesileyle sizin nezdinizde bana çorbadan sakın içme diyen arkadaşlara teşekkürü bir borç bilirim...

Bu arada uzun zamandır notebook mu netbook mu alsam kararsızlığı yaşamaktaydım.Sonunda netbook almaya karar vermiş ve piyasa araştırmaları yapıyordum kiiiii,bir arkadaşın arkadaşının 1 ay önce aldığı ve sadece 3 kere açıp kapattığı netbookunu satmaya çalıştığı haberini aldım.575 TL.ye anlaştık gitti.
En geç 1,5 hafta sonra bloğuma küçücük bembeyaz samsung netbookumdan yazıyor olacağım :P

Bir de son 1 haftadır nerden geldiğini bilemediğim bi diş ağrısı yapıştı yakama.İnsan hangi dişinin ağrıdığını kestiremez mi ya?Ben kestiremiyorum,sol yanım komple ağrıyo sanki.Özellikle de uykumda...

Uzun süre yazmayınca neyi nasıl yazacağını şaşırıyo insan.En iyisi bir de şiir yazıp öyle gideyim :D

Kimseyi kimseyle mukayese etmez er kişi,
Bilir ki bir değildir beş parmağın da beşi.
Hangisi ağrıyor ahh,bulabilirsem şayet
Tereddütsüz penseyle sökücem ben o dişi








11.02.2010

Ali İle Ramazan


Kasada kitap okumak yasak.
Evet biliyorum ama Perihan Mağden al kasada oku diye incecik ve ilginç bi kitap yapmış işte ben napim?Çaktırmadan çaktırmadan,kameraların görüş açısını kapayaraktan yarısına geldim.
Kitap kasasında bulunduğum diğer bir gün da bitiririm heralde...
Evet yasak biliyorum.
Ama hem çok sıkılıyorum hem de elimin altında kitap varken okumadan duramıyorum :)
Bi gün fena yakalanıcam ama bakalım ne zaman?

3.02.2010

...

Seni severdim
Hüznün koynunda
Seni severdim
Hem uyanık, hem uykumda
Seni severdim
Ve sana rağmen
Yine severdim
Dar ağacı ip boynumda